Şimdilerde gidenlerin aşık olduğu, huzur dolu ve sakin bir ada olan Bozcaada, tarihin en eski zamanlarından beri çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapmıştır. Dilerseniz, çok sevdiğimiz Bozcaada’nın tarihine kısaca bir bakalım.
Bozcaada’ya ilk yerleşenlerin Aka’lar olduğu söylenir. Savaşçı bir toplum olmalarının yanı sıra ticaretle de uğraştıkları bilinen Aka’lar, gemicilikte de ilerlemişler bir medeniyettir.
M.Ö. 700’lü yıllarda ise adada bu kez Yunanlılar ve Atinalılar hakim olmuşlardır.
Uzun süren istilalar yaşayan ada, Pers-Yunan savaşına da şahitlik etmiştir. Perslilerin ısrarlı istilaları sonucunda imzalanan Kral Barışı ile ada Perslere bırakılmıştır.
M.Ö. 300’lü yıllarda ise Büyük İskender’in Pers topraklarına sefere başlaması ve Persleri yenmesi ile ada bu sefer de İskender’in hükmüne girmiştir. İskender’in ölümünden sonra topraklar generalleri arasında bölüştürülmüş. İlerleyen süreçte ise Roma İmparatorluğu’nun hakimiyetine girmeye başlamıştır.
Roma İmparatorluğu’nun ikiye bölünmesi ile Bizans topraklarına giren Bozcaada bu dönemde imparatorluğun buğday ambarı olmuştur. Sakin geçen yıllardan sonra Bozcaada, Emevilerin istilalarına tanıklık etmiştir.
1258 yılında, Bizanslılar ile ittifak yapan Cenovalılar, ada yönetimini Bizanslılardan devraldı. Gemicilikleri ile ünlü Cenovalılar, Bozcaada’da bir koloni kurdular.
1382 yılında ise Cenovalıların hakimiyetindeki Bozcaada, Venedikliler tarafından kuşatıldı. 1 sene süren kuşatma sonrasında halk teslim olmuştur. Daha sonrasında ise halkın bir kısmı adadan sürülmüştür.
Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’u fethettikten sonra Bozcaada’da 1455 yılında Osmanlı topraklarına dahil olmuştur. Venedikliler ile Osmanlı arasında sürekli bir çekişme konusu haline gelen Bozcaada’nın hakimiyeti sürekli el değiştirmiştir.
1.Dünya Savaşı sırasında ise İngiliz ve Fransızlar tarafından istila edilen Bozcaada, lojistik destek merkezi olarak kullanılmıştır. 20 Eylül 1923 senesinde ise Lozan Antlaşması ile Türkiye Cumhuriyeti’ne dahil olmuştur.