Bozcaada Hakkında 

Bu hafta rotamda Bozcaada vardı. Adanın tam merkezinde yer alan Ela Tenedos Butik Hotel’de konakladım.

Rüzgarların dindiği, kalabalığın çekildiği Eylül ayında Bozcaada’da olmak çok daha keyifli olacaktır düşüncesiyle bu tarihi özellikle seçtim. Gerçekten ada tam da beklediğim gibi karşıladı beni. Bu sakin hali insana huzur veriyor ve eylül ayında yaz aylarına oranla daha sıcak olan denizinde yüzmek çok daha rahat oluyor. Bağ Bozumu festivallerinin güzelliği de cabası…

Herşeyden önce ada insanı beni ‘’insanlık’’ denen olgunun var olduğuna yeniden inandırdı. Bu mayası bozulmamış, iyiliğini ve saflığını korumuş nadide insanların birbirlerine güçlü bağlılıkları, dayanışmaları, hoş sohbetleri, gelen bir yabancıyı turist gibi değil aile gibi sahiplenişleri, cömertlikleri, içtenlikleri ve samimiyetleri beni kalbimden yakaladı. En önemlisi bu açıdan benim için unutulmaz bir geziydi. Mekanların lezzetinin güzelliğinin önüne geçti dostlukları… Bir ömür boyu ilişkilerimin devam edeceği insanlar tanımış olmak beni herşeyden çok mutlu etti.

Ege Denizi’nin kuzeyinde, Çanakkale Boğazı’nın hemen girişinde yer alan ve Türkiye’nin üçüncü büyük adası olan Bozcaada şaraplık üzümleri ve şaraplarıyla ünlü. Adanın büyük kısmı bağlarla kaplı.

Az miktarda tahıl, baklagiller ve meyve yetiştiriliyor. Yüz ölçümü 40 km² olan bu sevimli adanın anakaraya uzaklığı sadece 6 km. Yunan Mitolojisinde Tenedos adıyla anılan Bozcaada’nın tarihi M.Ö. 3000 yıllarına dayanıyor.

Pelasglar, Fenikeliler, Atinalılar, Yunanlılar, Persler, Büyük İskender, Bizanslar, Cenevizler, Venedikler ve Osmanlılar bu süreçte adaya hakim olan milletler.

Balıkçılık, adanın önemli geçim kaynağı. Balık göç yollarının üzerinde olması denizini bereketli kılmış. Konumu itibariyle de hem Karadeniz hem Marmara hem de Ege balıklarını bulmak mümkün. Sinarit, mercan, karagöz, uskumru, sardalya, çupra, levrek, kupa, sarpa adaya özgü balıklar. Buranın kalamarı ve ahtapotu da bir başka lezzetli oluyor. Ne de olsa denizi çok temiz!

Feribotun yanaştığı yer ilçe merkezi oluyor, aynı zamanda adanın tek toplu yerleşim yeri. Eski mimari dokusu korumuş olan Bozcaada’nın merkezi zamanında kasabanın ortasından geçen bir dere ile Rum ve Türk Mahallesi olarak ikiye ayrılmış. Doğal olarak kendi kültürlerinden gelen mimari özellikleri barındırıyorlar. Artık böyle bir ayırım yok ama mimari farklarından hangi mahallede olduğunuzu anlamak mümkün. Türk mahallesi, tek katlı taş ve iki katlı cumbalı evlerden, kıvrımlı sokaklardan ve ufak meydanlardan oluşuyor. Rum mahallesi 1900’lü yılların başında geçirdiği büyük bir yangından sonra Amerika’dan gelen bir mimar tarafından tekrar planlanmış. Mahalle, antik kentlerin birçoğunda kullanılmış olan ızgara plana göre, birbirini dik kesen ve hemen hemen aynı genişlikteki sokaklarıyla yeniden kurulmuş. Rum Mahallesi bakımlı evleri ve sokakları ile daha dikkat çekici duruyor. Sokakların birbirini dik kesmesi düzenli bir hava veriyor. Mahallenin tam ortasında bir kilise ve saat kulesi yer alıyor. Ada sokaklarını 1 saat içinde yürüyerek gezmeniz mümkün. Ama bir kere dolaşmak yetmiyor, her seferinde yeni bir ayrıntı yakalanıyor.

Merkez dışında herhangi bir toplu yerleşim yeri bulunmuyor. Yapı olarak sadece bağlar arasına kurulmuş taştan yapılma bağ evlerine rastlanıyor.

Haziran 2000’de Batı Burnu’na kurulan 17 rüzgar türbininden oluşan rüzgâr enerjisi santrali sayesinde adanın enerji ihtiyacının yaklaşık 30 kat fazlası enerji üretiliyor, 30.000 kişiye yetecek elektrik ise deniz altından anakaraya gönderiliyor. Günbatımı manzarası da harika oluyor.

Bozcaada’da Nerede Denize Girilir?

Bozcaada’nın en çekici yanlarından biri tertemiz berrak denizi, bakir koyları ve kuytu plajları. İnsanı şaşırtacak güzellikteki irili ufaklı koyların çoğu denize girmek için uygun. Adada yaz dönemi, kuzeyden esen poyraz sayesinde bunaltıcı geçmiyor. Eylül-ekim ayları deniz suyu sıcaklığının en yüksek olduğu dönem. Rüzgarın hafiflemesi ve plajlardaki kalabalığın çekilmesi sayesinde denizin keyfine doyum olmuyor.

Ünlü Ayazma Plajı altın rengi, incecik kumu ve pırıl pırıl turkuaz denizi ile oldukça etkileyici. Akvaryum Plajı gerçekten harika. Bunun dışında da çok sayıda kumsallar var. Habbele, İğdelik, Sulubahçe, Ayana, Tuzburnu, Tuzlubahçe, Akdere ve Tekirbahçe koyları da denize girmek için ideal yerlerden.

Beylik Koyu’nda yer alan Mercy God adlı kuru yük gemisi bu koya güzellik katıyor. Zamanında hukuki nedenlerle bu tekne seferlerden men edilmiş ve Çanakkale açıklarına demirletilmiş, zamanla sürüklene sürüklene tekne Beylik Koyu’na kadar ulaşmış ve yaklaşık iki senedir kurtarılmayı bekliyor.

Denize gitmeden önce rüzgarın poyraz mı yoksa lodos mu estiği bilmeniz gerekiyor çünkü adada denize girilecek yeri rüzgarın yönü belirliyor. Kuzeyden esiyorsa (poyraz) güneye, güneyden esiyorsa (lodos) kuzeye yönelmek gerekiyor. Rüzgar olmadığında adadaki tüm koylarda deniz çarşaf gibi oluyor. Genelde adada poyraz esiyor bu durumda güneydeki koylar dalgasız ve sakin oluyor. Eğer lodos esiyorsa adanın doğu ve kuzeydeki koyları sakin oluyor. Yani endişeye yer yok, en rüzgarlı havada bile denize girebileceğiniz sakin bir koy bulabiliyorsunuz. Ayrıca yazın ada ne kadar kalabalık olursa olsun denize girilecek tenha koylar bulabiliyorsunuz.

Koylara Ulaşım:

Adada aracınız olursa çok rahat edersiniz ama yoksa da üzülmeyin bisiklete binmek veya minibüslerle ulaşmak da diğer alternatifler.

Ayazma Plajı, Habbele Plajı ve Sulubahçe’ye merkezden 15 dakikada bir kalkan minibüslerle ulaşmak mümkün. Akvaryum Plajına da belirli saatlerde yine merkezden minibüsler kalkıyor.

Bozcaada’da Şarapçılık

Bozcaada’nın bulunduğu coğrafyadan farklı, kendine özgü bir iklim yapısı var. Akdeniz iklimine sahip olmakla beraber boğazın tam çıkışında yer alması nedeniyle kuzey rüzgarlarını bolca alıyor. Bu durum nem oranının düşük olmasına ve böylece iyi üzüm yetişmesine olanak sağlıyor. Bozcaada’da şarapçılık uzun yıllar sadece Rumlar tarafından yapılmış. Türklerin dinsel sebeplerden dolayı uzak durdukları şarap üretim işine, 1925 yılından itibaren girmişler. 1960-80 yılları şarapçılığın zirvede olduğu dönem. Bu yıllarda 13 şarap imalathanesi bulunuyor adada. 80’li yıllardan itibaren başlayan gerileme, devlet yardımının yapıldığı 1998 yılına kadar sürüyor. Bu tarihten itibaren tesislerin modernleştiği, yabancı kaliteli üzüm çeşitlerinin yetiştirilmeye başlandığı, markalaşma yolunda adımlar atılıyor.

Günümüzde  6 şarap üreticisi bulunuyor adada, kuruluş yıllarına göre: Yunatçı 1925, Ataol 1927, Talay 1948, Corvus 2002, Gülerada 2008 ve Amadeus 2010. Adaya özgü dört üzüm türü bulunuyor. Kırmızı olarak Kuntra ve Karalahna, beyaz olarak Çavuş ve Vasilaki. Daha çok sofralık olarak kullanılan Çavuş üzümü, Bozcaada’da en lezzetli örneklerini veriyor.

Eylül ayında yapılan Bağ Bozumu Şenlikleri çok eğlenceli oluyor.

Adada içtiğim en güzel şarapların hepsi güzeldi ama aklımda kalan Çamlıbağ’ın ürünleri oldu. Yunatçı 4. Nesil Çamlıbağ şarap üreticisi Haşim Yunatçı ile konuşma fırsatına sahip oldum ama adadan erken ayrıldığımız için görüşemedim. Yerel üreticiler her zaman ilk tercihimdir. İşini iyi yapan herkes desteklenmelidir. Adaya giderseniz satış dükkanına mutlaka uğrayın derim.

Bozcaada Kargaları

Bozcada’nın kargaları da bildiklerinizden çok farklı. Kargalar içinde en küçük ve en tiz sesli olan, beyaz gözleri ve gri ensesi ile dikkat çeken bir cins. Ada halkı bu zeki hayvanlarla içli dışlı yaşıyor. Çay bahçesinde otururken masanıza konacak kadar cesurlar ya da adalı bir şarap markasına ismini verecek kadar ilham verici…

Her gün gün batımına doğru grup halinde toplanan kargalar dans eder gibi uçmaya başlıyorlar. Toplu halde bir çatıdan diğerine; kale surlarından, Atatürk Anıtı’na süzülüyorlar.

Bozcaada’da Yapılacaklar:

Bozcaada merkezi halk arasında Türk ve Rum mahallesi olarak ikiye ayrılıyor. Özellikle Rum mahallesi çok şirin evler, adaya özgü kafeler ve restoranlarla dolu. Adanın nostaljik havasını derinden hissettiren merkezdeki bu sanat kokan sokaklarda yürüyün. Adayı en güzel anlatan Bozcaada Müzesi’ni gezin. Bildiğimiz o soğuk müzelerden değil, renkli ve gezmesi keyifli. Tertemiz berrak sularında yüzün, dolunay olduğunda Göztepe’ye çıkın, bir tarafta güneş batarken bir tarafta ayın doğuşunu seyredin. Adaya yanaşırken sizi tüm ihtişamıyla selamlayan Bozcaada Kalesi’ni gezin, kalenin en üstteki surlara çıkıp manzaranın keyfini çıkarın. En meşhur koylarından Ayazma ve Akvaryum’da tertemiz sularda yüzün. İrili ufaklı pek çok tenha koya sahip, tek başınıza bir koy kapatmışçasına yüzebileceğiniz yerleri keşfedin. Adanın en büyülü yerlerinden olan Ayazma manastırında yaşlı çınar ağaçlarının altında püfür püfür esen bir restoran var. Orada keyif yapın. Amadeus şarap fabrikasının bahçesindeki Mozart Kafe, merkez dışında akşamları takılabileceğiniz hoş bir mekan. İlginizi çekiyorsan cam, seramik atölyesine veya şarap derslerine katılın. Adanın en güzel kahvecileri Coffee Shelter ve benim favori mekanım Kahverengi Roastery’nin kendi kavurdukları kahvelerden için. Kahverengi’nin hemen bitişiğindeki Madam Niça’da takılın! Veli Dede fırınının meşhur Polonyalı Keki’nden yiyin. Muhteşem manzarasıyla büyüleneceğiniz Salhane Bar’da gecce birşeyler için, bazen konserler oluyor, onları kaçırmayın. Adanın en iyi tostlarını yapan Bizbize Kafe’de birşeyler atıştırın. Rum Mahallesi’nde yer alan birbirinden güzel meyhane ve restoranlarda adaya özgü mezeleri ve balıkları yiyin. Nevreste ve Alibaba çok güzel seçenekler olacaktır. Bu tatlı aile işletmelerine gittiğinizde lütfen her daim mekanlarının başında olan sahiplerine benden selam söyleyin.

Adanın kalbi Çınaraltı’nda geleni geçeni izleyerek kahvenizi içmeyi sakın ihmal etmeyin…

Plajda eğlenceli su sporları yapın. Bisiklet, motor kiralayıp adayı gezin. Sanat galerilerine göz atın, Rengigül çok güzel oluyor mesela. Adanın batı burnunda bulunan Polente Deniz Feneri ve rüzgar gülleri gün batımında harika bir görüntü sergiler. Burada muhakkak gün batımını izleyin. Yanınıza da yiyecek birşeyler ve bir şişe şarabınızı alın. Türkiye’nin tek bağ yolu Bozcaada’da bulunuyor.  Adada yetiştirilen tüm üzümleri görebileceğiniz, Sulubahçe mevkiinde taraça düzeninde, geleneksel ve modern yöntemlerle yapılmış bağların bulunduğu, denizi doğayı ve üzümü birleştiren bu 1 km’lik keyifli yolda yürüyün. Adanın ünlü duvar resimlerinin yaratıcısı ressam Cemil Onay’ın resimlerini, heykellerini ve eserlerini Rum mahallesindeki atölyesinde görün. Özgün, orijinal işler satın almak isterseniz Rum mahallesinde Bozcaada’lı seramik sanatçılarının yerlerine uğrayın: Noah ve Sayfiye Dükkan, Nadire Dükkan’a bir göz atın.

Bozcaada’da Görülecek Tarihi Yerler:

Bozcaada Kalesi, Rüzgar Gülleri, Bozcaada Müzesi, Göztepe, Ayazma Plajı, Ayazma Manastırı, Sanat Galerileri, Bozcaada Sokakları

Bozcaada Kalesi

Feribotla adaya yaklaşırken ilk olarak heybetli Bozcaada kalesi size ‘’hoş geldin’’ diyor. Başında yüzyıllardır esen poyrazı, tepesinde dolaşan adaya özgü kargaları ve dimdik gururlu duruşuyla insanı etkisi altına alıyor. Türkiye’nin en iyi korunmuş kalelerinden biri olan Bozcaada Kalesi’nin ihtişamı aslında adanın zengin geçmişini yansıtıyor. Boğazın hemen çıkışında olması ve anakaraya yakınlığı sebebiyle yüzyıllar boyunca istilaya açık bir yer olmuş Bozcaada. (10.00 – 20.00 saatleri arasında ziyarete açık)

Bozcaada Ayazma Manastırı

Yunanca “hagiasme” kelimesinden gelen Ayazma, kutsal su anlamına geliyor. Türkiye’nin birçok bölgesinde doğal su kaynaklarının olduğu yerlere bu isim veriliyor. Bozcaada’nın ayazması adanın güney kısmında yer alıyor. Burada çift oluklu tarihi bir çeşme, 8 yaşlı çınar ağacı, küçük bir manastır ve 2 tane tek katlı yapı bulunuyor.

Ayazma’daki Rum Ortodoks cemaate ait manastır, Rum azize Aya Paraskevi adına yapılmış ve onun adını taşıyor. Sadece İstanbul’da bu azize adına kurulmuş 5 kilise bulunuyor. 1734 yılında Manolaki Manolidis tarafından yapılan manastır, sadece özel günlerde ibadete açılıyor.

Koca çınar ağaçlarının oluşturduğu gölgelik alanı ve sürekli akan çeşmesi ile piknik yapanların tercih ettiği yerlerden biri Ayazma. Buradaki çeşmeden bir kez su içenin artık adalı olacağına dair bir efsane var. Şimdi güzel bir restoran da yapmışlar oraya. Keyifle oturabilirsiniz.

Bozcaada Göztepe

Adanın en yüksek noktası (192 mt.) olan Göztepe’ye çıkmak, denizin ortasındaki büyük bir geminin kaptan köşküne çıkmak gibi. Buradan adadaki bütün yükseltileri, düzlükleri, bağları, çamlıkları, evleri, rüzgar güllerini ve etrafındaki küçük adacıkları görmek mümkün. Puslu olmayan havalarda, Gökçeaada ve onun arkasında yükselen Semadirek Adası, Çanakkale Boğazı ve Midilli Adası da rahatlıkla seçiliyor.

Göztepe’ye merkezden yürüyerek yarım saatte ulaşmak mümkün. Tepeye çıkan yol, gökyüzüne tırmanan sarmal bir merdiven hissi veriyor. Manzarası çok güzel.

Bozcaada Müzesi

Bozcaada Müzesi alıştığımız soğuk görünümlü müzelerden değil. Eserlerin zevkli sunumu ve ilgi çekici açıklamaları ile gezmesi keyifli bir müze.

Adanın geçmişini ortaya koyan müze, tamamen bireysel girişimlerle kurulmuş. M.Hakan Gürüney’in araştırmacı kişiliği ve Bozcaada’ya olan sevgisi bir araya gelince ortaya alışılmışın dışında bir müze çıkmış. Gürüney, bu küçük adanın son derece ilginç ve zengin bir tarihi olduğunu öğrendiğinden beri adayla ilgili kültür varlıklarını toplamaya adamış kendini. Kendi deyimiyle Bozcaada’nın belleğini oluşturuyor bu müzede.

Müze mağazasından kitap, katalog, kartpostal, antik dönem replika Tenedos sikkelerinden yapılmış kolye, küpe, yüzük, seramik kupalar gibi adayla ilgili hatıralık eşyalar alabilirsiniz.

Bozcaada Müzesi, 2013 yılında “Yunan kültürünü, Yunanistan’ın dışında da en iyi şekilde tanıtarak, iki halk arasında barış kültürünün yayılmasını sağladığı” gerekçesiyle Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür örgütü UNESCO’dan ödül aldı.

Bozcaada Müzesi’nde görebilecekleriniz:

-Eski Bozcaada fotoğrafları, Osmanlı döneminden kalma obje ve evraklar -Çanakkale Savaşı’nda üs olarak kullanılan Bozcaada’da yabancı ülkelerin bıraktığı her türlü malzeme ve belgeler

-Bozcaada’lı Rum ve Türklerin evlerinde ve işyerlerinde kullandıkları eşyalar ve hikayeleri

-1925-1965 yılları arası Bozcaada’lı esnaflara ait canlandırma köşeleri (doktor, marangoz, duvarcı, terzi, ayakkabıcı, demirci, fıçıcı, küfeci, meyhane, kahveci), -Denizciler, kaptanlar, süngercilere yönelik objeler, hikayeler, fotoğraflar

Bağcılık ve şarapçılıkta kullanılmış çeşitli aletler, belgeler, etiketler, eski ada şaraplarından oluşan şarap mahzeni yer alıyor.

Bozcaada Rüzgar Gülleri

İzleyebileceğiniz en güzel gün batımı için şarabınızı yada piknik sepetinizi alıp Batı Burnu’nu ziyaret edin.

Yaz dönemi boyunca her gün günbatımı saatine doğru merkezden kalkan minibüsler tüm adayı dolaştırdıktan sonra burada güneş batana kadar mola veriyor. Kendi aracı olmayanlar bu fırsatı kaçırmamalı.

Meryem Ana Kilisesi 

Bozcaada’daki Rum Ortodoks cemaate ait, ibadete açık olan tek kilisedir. Rum Mahallesinin tam ortasına konumlanmıştır. Giriş kapısında 1869 tarihi okunan kilisenin, ilk yapılış tarihinin Venedikliler zamanına kadar uzandığı düşünülüyor. Kilisenin içini görmek için tek fırsatınız Pazar sabahları 8‘de yapılan ayindir. Onun dışında ziyarete kapalıdır.

Alaybey Camii

Çocuk parkı karşısında, kırmızı kesme taştan yapılmış olan Alaybey Camii’nin 1700 yıllarında yapıldığı tahmin edilmektedir. Caminin avlusunda ufak bir mezarlık bulunmaktadır. Burada 14 tane mezar vardır. Bunlardan biri Osmanlı’da sadrazamlık yapmış olan Halil Hamit Paşa’ya aittir. İbadete açıktır.

17. veya 18. yüzyıla ait olduğu tahmin edilen Alaybey Hamamı 1960’lara kadar çalışmış, 40 yıldır kullanılmamaktadır.

Bozcaada Köprülü Hamamı

Sadrazam Köprülü Mehmed Paşa tarafından yapılan Köprülü Mehmet Paşa Camii’nin ( Yalı Camii ) yakınında “çifte hamam” tarzında yaptırılmış Bozcaada Köprülü Hamamı olan yaklaşık 70 yıldır çalışmamakta ve uzun zamandır şarap mahzeni olarak kullanılmaktadır.

Sadrazam Öküz Mehmed Paşa’nın Bozcaada’da yaptırdığı çeşmelerin en önemlisi olan Namazgah Çeşmesi kesme tüf ve moloz taşla örülmüş kare planda, sarnıçlı bir çeşmedir. Kitabesinde 1703 tarihi görülmektedir.

Yel Değirmenleri:

Eski fotoğraflarda ve gravürlerde adanın karşılıklı tepelerinde birçok yel değirmeni görülür ama şimdi sadece iki tanesinin kalıntıları duruyor. Bir tanesi Yeni Kale tepesindeki kale kalıntısının hemen aşağısında , diğeri ise jandarmanın bulunduğu tepede.

Aburga Ahmet Dede Türbesi

Feribotla limana yaklaşırken sol tarafta farkedeceğiniz Aburga Ahmet Dede Türbesi’nin içinde 10 mezarlık bulunuyor. Rivayete göre denizci olan Aburga Dede’nin türbesinde denizciler dua eder, adak adarlarmış.

Bozcaada’da Yapılacak Aktiviteler:

Dalış

Bozcaada sualtı zenginliği açısından Ege Denizi’nin en önemli dalış noktalarından biri.

Ada etrafında dalış yapılabilecek 7-8 tane bölge bulunuyor. Adanın en büyük avantajı farklı yönlerden esen rüzgarlarda bile dalınabilecek daima kuytu bölgelerin bulunabilmesi. Ayrıca deniz suyunun temizliğinden dolayı görüş mesafesi 40-60 m derinlere kadar uzanıyor.

Ahtapot,  renkli deniz tavşanı , renkli sünger ve şakayıklar, çeşitli deniz kabukluları ,karagöz, lagos ve orfoz bu zengin doğada görebileceğiniz canlılardan bazıları.

Yürüyüş ve Bisiklet

Bozcaada fazla engebeli olmayan yapısıyla yürüyüş yapmak ve bisiklet kullanmak için ideal bir yer. Anayollardan sapılan toprak yollar, sizi keşfe çıkaracak rotalar…Hiç tereddüt etmeden girin toprak yollara. Bağlar arasından ilerleyin, eski damlarda mola verin, acıkınca üzüm ya da incir yiyin. Adada kaybolmak imkansız, batı ucundaki rüzgar güllerini ya da denizi görünce yönünüzü anlarsınız.

Bağ Yolu

Adanın ve Türkiye’nin tek bağyolu. Hem sadece adaya özgü hem de adada yetiştirilen tüm üzümleri görebileceğiniz; bağları tanıyabileceğiniz özel bir yürüyüş yolu. 1 km uzunluğundaki yol, Sulubahçe mevkiinde taraça düzeninde, geleneksel ve modern yöntemlerle yapılmış bağların bulunduğu, denizi doğayı ve üzümü birleştiren bir yürüyüş yolu.

Şarap Dersleri

Temel Şarap Dersleri, bir şarap adası olan Bozcaada’ya çok yakışan bir aktivite…

Minibüsle Ada Turu

Adaya arabasız gelenler her gün ada merkezinden 18.30’da kalkan minibüslerle adayı boydan boya dolaşma fırsatını yakalayabilir. Tur yaklaşık 1,5-2 saat sürüyor.

Poyrazlimanı istikametinde ilerleyen minibüs adanın tüm kıyılarını dolaşıyor. Fotoğraf çekilebilecek manzaralı yerlerde duruyor. Adalı şöförlerin rehberliği ve hoş sohbetleri ile geçtiğiniz yerlerle ve ada ile ilgili genel bilgiler de edinmiş oluyorsunuz. Günbatımı vaktinde rüzgar güllerinin olduğu Batı Burnu’nda yarım saat mola veriliyor. Burada güneşin batışını seyrettikten sonra adanın kuzey kıyılarından ilerleyerek merkeze geri dönülüyor.

Bozcaada’da Ne Yenir?

Ağırlıklı olarak Ege mutfağının izlerini taşıyor olsa da 500 yıldır bir arada yaşayan Rum ve Türk halkının kaynaşması Bozcaada’nın mutfak kültürünü zenginleştirmiş.

Deniz ürünleri kadar çevre bölgelerde yetişen iyi hayvanlar sayesinde kırmızı et konusunda da iddialılar. Bahara girişle birlikte kuzu ve oğlak eti ada sofralarında sık sık görülmeye başlıyor. Oğlak kapama adaya özgü yemeklerden biri. Yabani otlar ve zeytinyağı kullanılan başlıca malzemeler. Baharın gelmesiyle birlikte yabani ot mevsimi başlıyor. Isırgan, cibes, radika, turpotu, kazayağı, şevketi bostan adadan toplanan otların bazıları. Bunlar zeytinyağlı yemek, salata ya da börek içi malzemesi olarak kullanılıyor.

Ada tavşanı adaya özgü yabani bir hayvan. Rumlara özgü yemeklerden olan tavşan yahnisi bazı evlerde hala pişiriliyor.

Deniz kestanesine kirpi deniliyor adada. Kıyıdan ve taşlık alanlardan dalarak ya da maşa ile çıkarılan kirpiler önce ortadan ikiye ayrılıyor. Sonra deniz suyuyla temizlenerek içindeki turuncu renkli havyarı ortaya çıkarılıyor. Üzerine limon ve sirkeli sos konulduktan sonra ekmekle sıyrılarak yeniyor bu havyar.

Kalamar ve ahtapot ada mutfağında bolca kullanılan deniz ürünleri. Ada restoranlarının çoğunda kalamar kokoreç, kalamar dolma, kömürde ahtapot ızgara gibi farklı tariflerini yemeniz mümkün.

Bağlar ilk yeşermeye başladığında toplanan körpe asma yaprakları salamura yapılarak bütün yıl kullanılıyor adalı kadınlar ve restoranlar tarafından. Çiğ dolma, taze yaprağın içine malzemelerin çiğden konularak yapıldığı adaya özgü bir yemek. Sardalya balığı da asma yaprağına sarılarak ızgarada pişiriliyor.

Domates reçeli, incir reçeli, Rumlardan kalma karadut reçeli, Gelincik reçeli ve likörü de çok seviliyor. Adanın karadutu iri ve değişik bir tür.

Bozcaada Restoran ve Meyhaneleri

Merkezdeki restoranları limandakiler ve ara sokaktakiler diye iki gruba ayırabiliriz.

Limandakiler kale ve liman manzarasına karşı deniz kenarında yemek yiyebileceğiniz yerler. Hepsi yan yana sıralanmış, geniş ve ferah ortamları olan mekanlar. Balığınızı görerek seçiyor, nasıl pişirileceğine siz karar veriyorsunuz.

Çoğunlukla Rum mahallesinin ara sokaklarında konumlanmış restoranlar ise daha popüler ve kendilerine has lezzetler sunuyorlar.

Merkez dışında çok restoran seçeneği yok. Ayazma Plajı’ndaki restoranlar genellikle gündüz yemek için tercih ediliyor. Bağlar arasında kurulu tek kır restoranına ise sadece akşam yemekleri için gidiliyor. Ayazma Plajı’nda Koreli Restoran, Teras Ali Baba en sevilen adresler.

Gidebileceğiniz Restoranlar:

Nevreste, Ali Baba Et & Balık, Yalova Restoran, Asude Ada, Asma 6, Bade-i Aşk, Asmalı Meyhane, Adabeyi Tenedos, Yakamoz Restoran, Ada’m, Thenes Restoran, Sandal Restoran, Kuşlu Restoran, Simyon Meyhane, Maya, Kuzina, Kapı 14, Cabalı Meyhane, Ela Pizza & Bistro, Hikotakis, Hasan Tefik, Güverte, Gümüş Bistro Bar, Battı Balık…

Ata Demirer sayesinde popüler hale gelmiş ve popülerliğin verdiği havaya kapılmış bir mekan olduğu için tercih etmedim Battı Balık’ı. Ben daha ziyade gittiğim illerde, ilçelerde oranın yerel insanlarının açmış olduğu köklü ve kendi halinde mekanları keşfetmeyi seviyorum. İsabetli tercihlerde bulunmuş olduğum için çok mutlu olduğum bu mekanlardan biri Bozcaada’nın en eski işletmelerinden biri olan Ali Baba Et & Balık, diğeri ise adada bu sene açılan ama lezzetleriyle olay yaratan Nevreste oldu.

Nevreste

Bozcaada’nın en yeni ve çok tutulan balık restoranı @nevrestebozcaada’nın isim annesi Nevreste Hanım, Rum mahallesindeki iki katlı evinde doğurmuş, büyütmüş üç çocuğunu… Küçük yaşlarda adadan ayrılan çocuklar hep bir gün adaya geri dönmeyi hayal etmişler. Nihayet emeklilik günlerine yakın evlerini bir restorana çevirerek hayallerini hayata geçirebilmişler. Bu 3 kardeş Aynur, Hakan ve Orkide hayallerindeki restoranı açıp annelerinin adını vermişler. Aynur hanımın eşi Ünal 20 yıllık turizmci ve aileye turizm işletmeciliği konusunda olumlu katkıları olmuş.

3 Mayıs 2017’de kapılarını açan Nevreste, adanın Arnavut kaldırımlı dar sokaklarına konulmuş tertemiz ve rengarenk masalarıyla hemen dikkatinizi çekiyor. Menüsünde o bildiğiniz klasik mezeler dışında çok farklı Rum lezzetlerine yer vermişler. Hepsi birbirinden güzel ama en favorilerim: yakın ahbapları olan Huysuz Virjin’e ithafen yaptıklar patlıcanlı ve Ezine peynirli mezeleri, Yunan usulü Cacıki, Rum Böreği, Girit Ezme, Keçi Patlıcan, Girit usulü Çıtır Kabak, hiçbir yerde yiyemeyeceğiniz bir Levrek Sarma, Kalamar Dolma, Yunan Usulü Ahtapot, Fener Kavurma, Vişneli Yaprak Sarma, portakal yatağında deniz mahsülleriyle yapılan ve fark yaratan Merzane, Nevreste Soslu Ahtapot, Baby Kalamar, Deniz Mahsullü Kapya, jumbo karidesle hazırlanan Çıtır Mantı ve Kabak Çiçeği Dolması. Burda herşey çok güzel çünkü balık denizden çıktığı gibi masanıza geliyor. Bu işletme dürüstlüğü ve samimiyetiyle ön plana çıkıyor. 3 kardeş doğdukları ve doydukları evde şimdi tadına ve keyfine doyulmaz bir restoran yaratmışlar. İster gündüz ister akşam keyif yapmak için mutlaka uğramalısınız. Bu ailenin sohbetine de bayılacaksınız. Fiyat: Kişi başı 75 -125 TL (alkollü, alkolsüz ve balık, meze seçeneklerine göre değişiyor). Ailece işlerinin başındalar. Elmas hanım mezelerden sorumlu, Hakan Bey balıklardan sorumlu. Aynur Hanım daha çok sosyal medya, halkla ilişkiler kısmı ile ilgilenirken, Orkide Hanım da finans kısmıyla ilgileniyor. Mutfakta aileye aldıkları bol ödüllü ve usta bir şefleri var, Aydın Bey. Nevreste’ye giderseniz bu tatlı insanların hepsine ayrı ayrı selamlarımı söyleyin.

Ali Baba Et & Balık 

Rum Mahallesi’nde yer alan Ali Baba Et & Balık @alibababozcaada @alibabaetbalik görünüşüyle, lezzetleriyle tam bir ege adası meyhanesi. Sadece 10 masalık butik bir dükkan. Zengin ve seçkin bir şarap kavına sahip mesela masada gördüğünüz kırmızı üzümden üretilmiş beyaz şarap sadece bu dükkanda var. Mekan sahibi Nazmi Bey kız kardeşleri Neyran ve Nazan hanımlar, eşi Burcu Hanım da dahil herkes profesyonel aşçı. Ustalığın verdiği deneyim lezzetlere yansımış. Nazan Hanım’ın ayrıca ‘’Bence Yemek’’ adlı bir yemek kitabı var. Burada sıradan değil özel lezzetler sunmayı hedeflemişler. Yemeklerde kullanılan malzemeler Ayazma yolu üzerindeki çiftliklerinde üretiliyor. Domates, enginar, biber, roka, patlıcan, üzüm, kavun, fasulye, börülce bunlardan bir kaçı sadece.

Ali Baba genel anlamda hem etin hem de balığın çok iyi yapıldığı bir mekan. Kendine özgün mezeler çok leziz. Ayrıca adanın en eski restoranlarından birisi. Ayazma’daki şubeleri Teras Ali Baba 30 senelik bir mekan. Rum Mahallesi’ndeki renkli mekanları ise 4 senelik. Evet ailece aşçılar, herkes yemek yapıyor ama bununla beraber mutfakta 17 senelik yurtdışı deneyimi bulunan ve Japonya’dan tutun Fransa’ya kadar pek çok ülkede sayısız başarıya sahip olan Ramazan şef var.

Masada gördükleriniz: deniz mahsüllü içli köfte, kağıtta ahtapot, karidesli enginar, saldaylalı, cevizli ve asma yapraklı ekmek, Rum böreği, Kalamar ve mevsim balığı olan Uskumru. Hepsi birbirinden güzeldi. Bozcaada’ya geldiğinde Bu kaliteli restoranı mutlaka ziyaret etmelisiniz. Giderseniz lütfen Nazan, Burcu, Neyran Hanımlara, Nazmi Bey’e ve Ramazan Şef’e benden selam söylemeyi unutmayın. Hepsini çok seveceksiniz.

Gelelim diğer restoranlara…

Rum Mahallesinin eski restoranlarından biri olan Güverte, 2014’den beri yeni işletmecileri ile devam ediyor. Rum mahallesinin ara sokaklarından birinde iyi bir köşeyi tutmuş. Menüsünde dikkat çeken lezzetler, kalamar, ahtapot ve karidesten oluşan güveçte deniz ürünleri, fener kokoreç, balık pastırması, sıcak ot ve karpatya.

2011’de açılan Asmalı Meyhane, ismini bulunduğu sokağı kaplayan asmalardan alıyor. Bu asmalar sayesinde günün her saatinde sıcaktan bunalmadan yemek yemeniz mümkün burada. Menüsü balık ağırlıklı olan restoranda değişik ege mezeleri yer alıyor. Aklazarar, manj, avukma Asmalı’ya özel mezeler. Sirke ve limonda bekletilerek pişirilen orfoz marine mutlaka tadılması gereken bir lezzet. Restoranda sadece deniz balıkları kullanılıyor.  Balığa alternatif olarak T-bone, biftek, pirzola gibi yemekler de bulunuyor.

Hasan Tefik, babalarından kalan zeytincilik mirasını yaşatan Elbir Ailesi’nin 2012 yılında açtıkları bir restoran. Burada kendi zeytinyağlarını kullanarak lezzetli yemekler hazırlıyorlar. Restoranın en güzel yanlarından biri Rum mahallesinde kendine ait bir sokakta tek olması. O kadar sessiz ve gizli bir köşe ki, yan yana sıralanmış kalabalık restoranların gürültüsünden kaçmak isteyenler için harika bir konumda.

Rum Mahallesi’nde yer alan Hikotakis görünüşüyle, lezzetleriyle tam bir ege adası meyhanesi… Kapıda balıklar, ahtapotlar kurutmaya asılmış. Menüde bol bol deniz ürünlerine yer verilmiş. Kışın da açık olacak restoranın yüksek tavanlı, taş binasının içinde oturmak da çok keyifli…

Bade-i Aşk adanın ara sokaklarından birinde tuttuğu köşeye çok yakışmış. Özenle, zevkle kurulmuş herşey. Sanki yıllar öncesinde bir meyhanedesiniz gibi nostalji hissetmek mümkün. Müzikler bu nostaljiyi desteklercesine eskilerden, belli bir saatten sonra Zeki Müren… Menü deniz ürünleri ağırlıklı ama et çeşitlerine de yer verilmiş. Yüksek sezonda sabahları kahvaltı, öğlenleri makarna servisleri de oluyor.

Yeni açılan ve adada popüler olan Madam Niça hem yemekleri hem de keyifli şaraplarıyla muhteşem.

Küçük lila renkli masa örtüleri, rengarenk çiçekleri ile farkedeceğiniz Simyon Meyhane 1950 yıllarda yine meyhane olan yerde eski işletmecisinin de adını taşıyan bir meyhane bekliyor sizi. Beğendili ahtapot, deniz mahsulleri ile yapılan kız bohçası, patlıcan ve zerdeçal ile yapılan Siciliano buraya ait özel tatlar.

Rum Mahallesinin restoranlar bölgesinin ilk restoranlarından biri olan Sandal

Ege mutfağına özgü mezeler ve zeytinyağlılarda çok iddialı. Her sene yeni ve özgün bir meze ile karşılaşmanız mümkün burada. Sandal borani, patlıcan paça, otlu karides, enginarlı fava bunlardan bazıları. Deniz ürünlerinden yaptıkları deniz böreği, kalamar ızgara dolma, karides çeşitleri, ahtapot yemekleri, kılıç şiş Sandal’ın menüsünde öne çıkan lezzetler.

Rum mahallesinin ara sokaklarında 2015’de renove edilmiş bir ada evinin alt katına açılmış bir meyhane olan Adabeyi’nde balıklar sahibi Renan Bey tarafından tutuluyor. Önceden arayarak o gün için hangi balıkları tuttuğunu veya sonraki günler için özel bir balık isteğinizin olup olmadığını sorabilirsiniz. Taze deniz balığı yemek ayrıcalığını yaşamak isteyenler, önceden rezervasyon yapmayı ihmal etmesin, çünkü Adabeyi sadece 5 masa ile hizmet veriyor.

Rum mahallesinin restoranlar bölgesine menüsü, tarzı ve çatı terası ile sokağa renk katan bir mekan Ada’m.  8 çeşit mezeden oluşan ada’meze tabağı süprizlerle dolu, sürekli değişebilen mezelerden artık hangisine denk gelirseniz… Deniz mahsullü ve cevizli erişte, kuskuslu paella, sardalya mücver, beğendili balık menüden seçmeler. Ada’m, ege sebzelerini bir şekilde deniz ürünleriyle derliyor ve ortaya çok lezzetli sonuçlar çıkıyor.

Restoranın çatı terası kalabalığın içinden sıyrılmak için ideal bir yer. Ada’m, 2016 yılında İstanbullu iki ortak tarafından işletilmeye başlandı. Volkan Bey, 17 yıl psikolojik  danışmanlık yaptıktan sonra, Okan Üniversitesi’nde gastronomi eğitimi almış ve çok sevdiği adaya yerleşmiş.

Rum mahallesinde bir zamanların karakol binası olan Kapı 14 büyük kapısı, pencerelerini saran sarmaşığı ile çok hoş görünüyor. Tam köşeyi tutmuş olan mekan önündeki trafiğe kapalı ara sokağa attığı masalarda ağırlıyor misafirlerini.

Kapı 14’ün menüsü yörede bulunan malzemelerle hazırlanan Ege mezeleri ve adadan çıkan deniz mahsullerinden oluşuyor.  Listelerine İstanbul’daki Rum ve Ermeni komşuları ile paylaştıkları yemekleri de eklemişler. Kuzguncuklu Yani Baba’nın rakı ile hazırladığı karides güveçi “Yannis” , Madam Anna’nın “Midye  Salması”, ‘’Melicanez’’ isimli patlican mezeleri, zeytin ezmeli ahtapot ızgarası, biberiyeli mürekkep balığı, kaya koruklu kalamar, topik ve frigli tabule gibi farklı ve tarz lezzetler sunuluyor.

Çocukluğundan beri adaya gelip giden bir ailenin çocuğu olan Ülke Şef ‘in açtığı Cabalı’nın ada merkezinde 2 yeri bulunuyor. Biri kale arkası denilen, Salhane’ye giden yol üstünde. Adada böylesine denize yakın, kaleye karşı oturarak yemek yiyebileceğiniz başka bir yer yok, gerçekten çok keyifli bir nokta. İkinci meyhane Rum mahallesindeki restoranlar sokağının bir köşesinde, eski Lodos’un olduğu yerde bulunuyor.

Ülke Şef, yemek konusunda araştırmacı yaklaşımı olan biri. Klasik mezelere kendi yorumlarını katmaktan çekinmiyor. Favası zaten çok meşhur, kaya koruğunu domates sosu ve keçi peyniri ile yapıyor, atoma biber dışında patlıcan da ekliyor.

2015’te açılan Gümüş Bistro Bar trafiğe tamamen kapalı keyifli bir dört yolda bulunuyor. Mekan, 100 kişilik grupları ağırlayacak büyüklükte ve yaz-kış açık. Düğün gibi organizasyonlar için çok uygun.

Gümüş Bistro & Bar’da İtalyan mutfağından pizza, makarna, fajita, t-bone steak ve diğer et çeşitlerinin yanı sıra Bozcaada’ya özgü balık ve mezeler de bulunuyor. Sabah kahvaltısına ev yapımı reçeller, mevsim meyveleri, yöresel zeytin ve peynir çeşitleri eşlik ediyor. Gitmişken önündeki meşhur flamingolu duvarda da fotoğraf çektirebilirsiniz.

Ayazma Plajında yer alan, 3 kuşaktır işletilen Koreli Restoran adanın en eski restoranı. Kore gazisi büyükbabadan dolayı taşıdığı isimle yaklaşık 50 senedir adada hizmet veriyor. Uzun yıllar merkezde limanda da restoranı bulunan Koreli, 2013’den beri sadece Ayazma’da hizmet veriyor. Burası sadece bir plaj restoranı değil, aynı zamanda akşamları rezervasyonla yemeğe gidebileceğiniz  bir meyhane. Denize karşı rakı ve meze sofrası kurmak açısından keyifli bir ortam. Etli yaprak sarma, çiğ dolma, otlu börek, peynirli patlıcan ve kağıtta sardalya, Ot kavurması, güveçte dil balığı, deniz ürünlü otlu börek enfes lezzetler. Gündüzleri zeytinyağlı çeşitleri, gözleme, çiğ börek, mantı, köfte, ev patatesi favori lezzetleri.

Liman içindeki Kuzina kırmızı sandalyeleri ve örtüleri ile samimi ve sıcak bir ortama sahip ve yakınındaki Yakamoz kaliteli bir balık restoranı olmakla beraber çok çeşitli mezeleriyle de tipik bir ada mekanı.

2014’te açılan Asma 6, liman içinde, denize sıfır konumda bir restoran. Adanın eski şarapçılarından Talay Ailesi tarafından açılan Asma 6, menüsünde Ege yemeklerine ve yerel ada tatlarına yer veriyor. Rezeneli kuzu, tarhanalı şinitzel, tahinli bademli patlıcan, közde patlıcanlı keçi peyniri, şarap soslu ahtapot, uzolu karides, adabeyi kavurma Asma6’nın öne çıkan lezzetlerinden bazıları. Yazın 1 hafta kuzu 1 hafta oğlak fırında yapılıyor. Lakerda ve sardalya tuzlamayı kendileri kışın hazırlıyorlar. Güneşte kurutulmuş ahtapot yapan tek yer adada… Menünün ilginç lezzetlerinden biri salataları. Bağcı salata, bağ işçilerinin öğlen bağda kendilerine hazırladığı salatanın, balıkçı salata balıkçıların kayıkta hazırladıkları salatanın aynısı…Sakızlı kazandibi öne çıkan tatlısı, hafif ve çok lezzetli. Çocuklu aileler anne köftesini deneyebilir.

Bağların arasında saklı bir köy evinin bahçesinde yemeği sanata dönüştürenlerin buluşma noktası olan Maya, adada yemek yiyebileceğiniz en özel yerlerden biri. Maya’da gün boyunca üç çeşit sunum yapılıyor. Sabah kahvaltı edebilir, akşamüstü 16.00-18.00 arasında yine önceden rezervasyon yaptırarak şarap tadım menüsünü deneyebilirsiniz. Menüde  ada şarapları eşliğinde kendi ürettiği peynirlerden oluşan bir tabak, yanında yine kendi pişirdiği ekşi mayalı ekmek çeşitleri ile sunuluyor. Akşam yemeği için et ağırlıklı, ada şaraplı set bir menü sunuluyor. Başlangıç olarak peynir ve füme et tabağı geliyor. Ardından 2 ara sıcak, 4-5 çeşit soğuk zeytinyağlı meze ve ana yemek olarak antrikot ya da bonfile seçebiliyorsunuz. Yemeğin sonunda üç çeşit tatlı, kahve, çay servis ediliyor.

Bozcaada’nın En iyi Kafe & Bar’ları

Bozcaada kafelerinde dünya mutfağından ya da yerel mutfaktan yemekler yemeniz mümkün. Meyhanelere alternatif olarak pizza ve makarna çeşitleri, hamburger, mantı, gözleme, çiğ börek gibi yiyecekler hazırlıyorlar.

Gece hayatı çok hareketli bir yer değil ada. Herhangi bir gece kulubü, disko ya da canlı müzik çalan bir yer yok. Daha çok akşam yemeği sonrasında gecenize devam edebileceğiniz sokak kafe-barları bulunuyor.

Adadalılar genelde Çiçek Fırını ve Çiçek Pastanesi yerine Velidede’yi tercih ediyorlar.  Kafe olarak Kahverengi Roastary, Polente Kafe, Coffee Shelter, Mozart Wine Bar, Kafe Biyer, Oda Kafe Bar, Vitamin Ada, Bozcaada Kitap Kafe, Tayyare Pizza, Pupa Kafe, Cafe at Lisa’s tutulan yerler.

Kahverengi Roastery

Son zamanlarda içtiğim en güzel kahveyi Bozcaada Kahverengi Roastery’de tattığımı söyleyebilirim. Dünyanın değişik coğrafyalarından seçtikleri ve kendi kavurdukları kahve çekirdekleri ile hem sıcak hem soğuk kahve yapıyorlar. Cold brew kahveler uzun saatler boyunca demlenerek yapılıyor. Soğuk suyun içinde bu kadar uzun süre demlenen kahvenin tadı bir başka oluyor… 2013’de Çanakkale’de, kahveye tutkuyla bağlı Ulaş ve Yasemin tarafından kurulan Kahverengi Roastery’nin (yasemin hanım fotoğrafta yanımda oturan tatlı insan) Kepez’de nitelikli çekirdekleri kavurdukları bir imalathaneleri bulunuyor. Buradan Türkiye’nin dört bir yanına kavurdukları kahve çekirdeklerini yolluyorlar. Özellikle Türkiye kahve piyasasında Ulaş Bey tanınan biri. Pek çok kahveciye eğitimler veriyor. Ulaş Bey, ‘artizan roast’ denilen şekilde, çekirdekleri sadece kendisi, sınırlı miktarda kavuruyor. Dolayısıyla daha lezzetli bir sonuç çıkıyor ortaya. Dünyanın farklı kahve yetiştiren ülkelerinden getirdiği çekirdeklerle hazırladığı Cold Brew kahveler 10-12 saatte demleniyor. Filtre kahvelerini makina kullanmadan farklı demleme teknikleri ile yapıyorlar. Kahve içemeyenler için de bir alternatifleri bulunuyor: ice rooibos tea, harika bir aroması var.

Tatlı olarak her sabah Veli Dede pastanesinden gelen bir pasta çeşidi oluyor; bugünkü Polonya keki, muhteşem bir lezzetti. Sabah çok erken açılıyorlar. Rum mahallesinde kahvenin kokusunu takip ederek burayı kolayca bulabiliyorsunuz. Fonda güzel müzikler, sokakta yumuşak ve güzel koltuklar ve içeride çok ferah bir ortam var. Mutlaka denemelisiniz. Fiyatlar: Americano, filtre kahve 10 TL, cold brewing kahveler 14 TL

www.kahverengikavurma.com dan kahve ile ilgili her türlü alışverişinizi online olarak yapabilirsiniz.

Cafe at Lisa’s: 1993 yılında adaya yerleşen Lisa, adanın renkli simalarından. Eskiden fırın olan bir binayı alıp kafe haline getirmiş. 1996’dan beri hiç değişmeyen çehresi ile adanın klasik kafelerinden biri olmuş. Özellikle yabancı turistler için bir uğrak yeri olan mekan, yeni insanlarla tanışmak ve seyahatle ilgili uzun sohbetlere dalmak için oldukça uygun bir yer.

Coffee Shelter, adada iyi kahveyi içmenin ötesinde, iyi müzikler eşliğinde keyifle oturabileceğiniz, sohbet edebileceğiniz bir ortama sahip. Burada da cold brew kahve keyfi yapabiliyorsunuz.

Polente Kafe, ismini adanın en batı ucundaki fenerden alıyor. Feribottan iner inmez sokağa atılmış mavi-beyaz masaları ve Ege adalarına yakışan duruşu ile dikkatinizi çekiyor. Polente gün boyunca takılması keyifli bir yer. Gündüzleri daha çok bir sokak kafesiyken akşamları adanın gece hayatının bir parçası oluyor. Her gece DJ setin başında oluyor. Yiyecek olarak tost çeşitleri, kızartma patates kızartma, peynir tabağı gibi hafif atıştırmalıklar bulunuyor.  Yerel ve tropikal meyvelerden yapılan smothie, frozen çeşitleri kafenin hemen yanındaki Polente vitamin bardan çıkıyor. Bunların dışında tabiki bir bardan beklenen her türlü içki çeşidi bulunuyor.

Bozcaada’dan Ne Alınır?

Bozcaada bir üzüm ve şarap adası. Her üzümün hasadı farklı tarihlerde oluyor. Dolayısıyla yaz boyunca her dönem kasa kasa üzümler ada merkezinde ya da yol kenarlarında satılıyor. Ağustos başında adanın ünlü beyaz Çavuş üzümü çıkıyor ve mevsimi yaklaşık iki hafta sürüyor. Daha sonra çıkan hoş kokulu kırmızı Kardinal, çok daha uzun süre tezgahlardaki yerini koruyor. Şarap dışında kurutulmuş üzüm, üzüm suyu, pekmez, sirke, salamura asma yaprağı, üzüm reçeli de alabilirsiniz.

Domates reçeli adada çok ünlü. Özel bir domates cinsinden yapılıyor ve içine badem konuluyor. Domates dışında incir, gelincik gibi ev reçelleri de bol bol üretiliyor adada. Kekik adada bol bulunan bir bitki. Yürüyüşe çıktığınızda bol bol alacaksınız kokusunu. Tezgahlarda kurutulmuş olarak satılıyor.

Adada azda olsa arıcılıkla uğraşılıyor ve florasındaki bol kekikten dolayı ortaya çıkan bal kekik balı oluyor. Kekik balı hoş aromasıyla değerli bir bal, bulursanız kaçırmayın!

Her Çarşamba adada açık meyve-sebze pazarı kuruluyor. Daha çok Çanakkale’nin köylerinden gelen taze sebze-meyveler, ev yapımı baklagiller, salça, zeytinyağı, yumurta bu açık pazarda bulabileceğiniz yöresel ürünler. Adada sıkça rastlayacağınız keçiler ise bu bölgeye özel keçi peynirinin kaynağı ama ezine peynirini de alabileceğiniz yerler bulunuyor. Gelincik Şerbeti, adalı bir kafenin Bozcaada’ya kattığı lezzet. Mayıs ayında toplanan gelinciklerle yapılıyor. Konsantre halini cam şişelerde satın alabilirsiniz. Ada pastanelerinde çok lezzetli kurabiyeler yapılıyor, paket halinde alıp yanınızda da götürebilirsiniz.

Seramik işçiliğinin özgün örnekleri, bez bebekler, etnik kıyafetler, kumaş çantalar, dikkat çekiyor. Sanat Galerileri daha çok adalı sanatçıların eserlerinin satıldığı mekanlar.

Bozcaada’da Nerede Kalınır?

ELA TENEDOS BUTİK OTEL BOZCAADA

“Ela tenedos” dedi ada… bozcaada’ya gel … ‘’ve biz de geldik’’ diyor otel sahibi …

Tenedos Bozcaada’nın eski ismi, Ela Rumca ‘’gel’’ demek. İkisinin birleşimi Bozcaada’ya gel anlamına gelen bir çağrı…2013 yılında Rum Mahallesi’nin en üst sokağında tüm adayı ayaklar altına seren bir konumda açılan Ela Tenedos adanın başarılı mimarlarından Filiz Şimsek tarafından tasarlanmış. Adaya kuşbakışı bakan tepede kurulmuş şahane bir butik otel. Huzur veren mavi ve beyaz renklerle zevkle dekore edilmiş. Geniş ve ferah odaların tavanları ve yerleri ahşap. Ön taraftaki odaların hepsi şahane deniz manzaralı. Tam merkezde oluşu büyük avantaj sağlıyor, Bozcaada’nın sanat kokan tarihi ve nostaljik sokaklarına, hediyelik dükkanlarına, tatlı kafelerine, meyhane ve restoranlarına bir kaç adım ötedesiniz. Butik otellerin en keyifli yanı aile gibi sarmaları, güleryüzlü personeli ve hatta sizinle samimiyetle ilgilenen sahipleridir. Burda da aynı sıcaklığı buluyorsunuz. Tertemiz oluşu çok güzel, park sorununun olmaması büyük avantaj. Doğal ürünlerle hazırlanan deniz manzaralı açık büfe kahvaltısı ise herşeye değer.

Hem temiz, hem stil sahibi, hem adanın en güzel konumuna sahip olan bu zevkli otelde kalmak çok keyifli.

İster çatı terasında ister kapı önündeki masalarda oturarak kale ve deniz manzarasının tadını çıkarabilirsiniz.

Otel sahibi Hakan Bye burayı açma hikayesini şöyle anlatıyor:

Bozcaada’nın Arnavut kaldırımı sokaklarında bisiklete binerken , bağların arasında saklambaç oynarken, bayır aşağı denize hızla koşarken öğrendik çocuk olmayı. Nasıl büyür de çocukluğundan kopamaz insan, işte aynen öyle oldu ve ayrı kıtalarda bile olsak kopmadık Bozcaada’dan. Yıllar sonra ‘gel’ dedi bize ada ve biz de baba yadigarı topraklarda bulduk kendimizi.

Ada merkezine yürüyerek 3 dakika mesafede olan, tarihi dokulu modern Ela Tenedos Otel’in tüm odalarında duş-wc, minibar, merkezi sistem ısınma ve soğutma, 24 saat sıcak su, wifi bulunuyor. Herkese ücretsiz hizmet veren açık otoparka da çok yakın bir konumda bulunuyor.

Oda – kahvaltı şeklinde hizmet veren otelin lezzetli açık büfe kahvaltısı manzaralı terasta veriliyor. Serinletici poyrazı sırtınızda hissettiğiniz, kale ve deniz manzaralı terasında kahvaltılarınızı yaparken Bozcaada’nın özel reçel türlerini, zeytinini ve doğal peynirlerini tadabiliyorsunuz. Kahvaltısında Bozcaada’nın meşhur üzümleri, domates ve gelincik reçelleri başrollerde, peynir Ezine’den ve şahane. Doğal ürünlerle hazırlanan deniz ve kale manzaralı açık büfe kahvaltı lezzetli ve zevkli.

Otel 6 yaşından büyük çocuklara açık

http://www.elatenedosotel.com

Adres: Cumhuriyet Mahallesi, İnönü Cd. No:69, 17680 Bozcaada/Çanakkale

Tel: 0530 666 66 02

Kalabileceğiniz diğer oteller:

Liman içinde yer alan ve farklı dekorasyonuyla ilgi çeken Kaikias Hotel. Gerçekten etkileyici bir yer. Denize açılan iki tane suite odası var ki adadaki en özel odalar olduğunu düşünüyorum.

Ünlülerin tercih ettiği Ayapetro Hotel kasabanın tam merkezinde, adanın güzel dükkanlarına, lokantalarına ve muhteşem limanına sadece 5 dakikalık yürüyüş mesafesinde yep yeni bir hotel.

Bozcaada’nın en güzel koylarından Tuzburnu’nda kendine özel bir plajda konumlanan ve 19 adet bungalow odasıyla hizmet veren Ataol Beach ise nefis plajıyla ön plana çıkan bir otel.

www.ataolciftligi.com

Bağlar bölgesindeki bağ evlerini tercih ederseniz adanın özünü yaşayabilirsiniz. Aral Çiftliği de bunlardan bir tanesi.

Bozcaada’yı baştan sonra anlatan, sizlere kanlı canlı yaşatacak olan videomu aşağıdaki linkten yani youtube kanalımdan izleyebilirsiniz. Tüm detaylar orada. Herkese Bozcaada’yı öneririm. Eylül’de bir başka olduğunu da eklemek isterim…

Kaynak

Bir cevap yazın